barış akarsu

Öykü - Berk Gürman Seni Unutmak İstemedimki Klip

   Flamenco bosforo müzik grubunun üyesi olan Öykü Gürman'ın kardeşi ve arkadaşlarıyla çektiği video geçen sene youtube'da en çok görüntülenen videolar arasındaydı. 

   Albümleri 2007 yılının 18 Aralığında piyasaya çıktı. Öykü ve Berk Gürman kardeşler flamenco - türkü tarzı müzikleriyle oldukça ilginç ve bir okadar da güzel bir çalışmaya imza attılar...

   Öykü ve Berk ikinci kliplerinide, Kısmet Adlı Albümlerindeki Leyla şarkısına çektiler. İşte o beklenen klip...

Diğer şarkıları sol taraftaki Ipod'dan dinleyebilirsiniz...

isim anlamları

Öykü Gürman Kimdir?

   
   4  Ağustos 1982'de İstanbul'da doğdu. Müzik eğitimine küçük yaşta piyano dersi alarak başladı. Özel Pera Güzel Sanatlar okulunun gitar kurslarına katılarak iki dönem Ilgaz Benekay ile flamenco Gitar Çalıştı. 1997 yılında Pera Güzel Sanatlar Lisesinde öğrenci olan Gürman Cihat Aşkın'dan keman dersleri alarak 2001 yılında mezun oldu. Bu süre içerisinde gerek keman gerekse şan ile ok konserlerinde aktif roller aldı. Ayrıca Ilgaz Benekay flamenco Topluluğu ile AKM CRR gibi salonlarda Samsun Gazi sahnesi ve Tahta uşlar Etnoğrafya müzesinde konserlere katıldı.


    Danimarka Sandenburg Rotary Club'da Halk ezgilerini Şan ile icra eden Gürman, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk musikisi Devlet Konservatuarını kazanarak müzik eğitimine keman ve Şan dersleri alarak devam etti. Erol Uras ile Şan, Alaaddin Yavaşça ile Repertuar, Faris Akarsu ile müzikal çalıştı. Etnik 34 Dans okulunun gösterilerinde dansçısı Marco de Ana ile birlikte flamenco ezgileri söyleyerek yer aldı.

Öykü ve Berk Gürman Hakkında Bir Eleştiri

Üç ay kadar önce sizlerle Evlerinin önü boyalı direk (Tango) 'yu paylaşmıştım blogta. Bu arada konuyla alakalı bir itiraf, bu videonun linkini bana Erkan göndermişti. Hakkını teslim atmak lazım :P

Neyse, videoyu yayınlarken:

bu grubun adı nedir? kimlerdir?
cd'leri nereden temin edilir?
süpeeeeeeeeeerlerrrrr :)))

demiştim. Ve sesimi duymuşlar sanırım :)

Kendi albümlerini çıkartmışlar " Kısmet " adında.

Anlam veremediğim bazı şeyler var, hem sizlerle hem de okurlarsa Öykü ya da Berk ya da müzik şirketleriyle paylaşmak istediğim.

Ama önce şu iki videoyu ayrı ayrı izlemenizi istiyorum.

1- Muhteşem güzellikteki müziklerini dinleme fırsatı bulduğumuz, kim olduklarını merak ettiğimiz, büyük bir keyifle Youtube'tan izlediğimiz amatör videoları

2- Sanırım müzik kanallarında izleyebileceğiniz, kaset çıktıktan sonra çekilen klipleri

Öncelikle amatör videoda çok daha doğal, çok daha samimi geliyor herşey; görüntü, ses, mimikler. Klip çok yapay olmuş. Simsiyah bir ortamda Öykü'yle Berk duruşları ve kıyafetleriyle doğallıklarını yitirmişler. İki videoyu da birkaç kez izledim şimdi, Youtube'ta ilk dinlediğim halini çok daha seviyorum ve o haliyle dinlemeye devam edeceğim. Basit bir detay var mesela. Şarkının bir yerinde Berk söylmeye başlıyor "aman bir bahçaya giremezsem" diye. Bu esnada Öykü "ri ri ri ri" diye bişeyler söylüyor. Amatör videoda da var aslında bu ama hiç dikkat çekmeyecek derecede var. Klipte daha ön plana gelmiş ve zorlama olmuş gibi geldi bana. Böylesi bir klip yerine Taksim'de ya da ne bileyim Anadolu'da bir köyde, kasabada geçen bir klip hazırlamış olsalardı daha güzel olurdu. Hiç olmadı amatör video bile çok daha iyi olurdu bu klipten.

Gelelim albüme. Ben Megavizyon'da gördüm bugün :)) Aldım elime kulaklığı en az 20 dakika dikilip şarkıları dinledim :D

Albüme geçmeden Youtube'taki video ile ilgili bişey. "We Play" sanırım albümü çıkartan müzik şirketi. Youtube'a bir video koymuşlar ama Embed yapma özelliğini engellemişler. Yani alıp kendi blogunuzda yayınlayamıyorsunuz. Neden böyle birşeye gerek duydular çok merak ettim? Amatör videolarından bahsediyorum. Siz koymazsanız birisi çıkar koyar onu.

Albüme geçelim. "cd'leri nereden temin edilir?" diyen ben, hem Megavizyon'da dinlediklerimden, hem de resmi internet sitelerinde dinlediklerimden sonra biraz hayal kırıklığı yaşadım. Keşke sadece bir Youtube efsanesi olarak kalsalarmış dememe ramak kaldı.

Resmi internet sitesindeki biyografide Berk "Hayali, İspanya’daki hayatın içine girmek, çingenelerle tanışmak, flamenco’yu deneysel ve kişisel bir süreç olarak yaşamaktı." demiş kendisi için. Gerçekten güzel bir hayal ve gerçeğe dönüştürmüş olduğu için tebrik ediyorum kendisini. Çok güzel gitar çalıyor bence. Amatör videolarını tam da Vengo'yu izledikten, oradaki müzikleri dinledikten sonra gördüğüm için ayrı bir sevmiştim. O yazılardan birisindeki yorumda Endülüs çingenesi olmak istiyorum diye de yazmıştım :)

Ama gel gelelim flamenko ezgilerini alıp türkçe sözler yazıp bunu insanlara sunduğunuz zaman bu bir kereliğine güzel olabilir ama bir kaset tamamen böyle şarkılardan oluşuyorsa insana o kadar da hoş gelmiyor. Daha doğrusu bana. Sonuçta benim düşüncelerim bunlar. "Doldurdum martinimi" gibi bir şarkı sırf ismiyle bile bana zorlama geliyor (hangi tekel bayisinde martini var :), içinde kullandıkları karadeniz ezgisi de bir o kadar.

Bir sonraki kaset nasıl olacak peki? Aynı şekilde devam mı? Keşke daha özgün bişeyler yaratmış olsalardı bu kadar müzik eğitimi almış, müziğe bu kadar tutkun iki kardeş. İlla flamenko yapmalıyız diyorsanız bence İspanyolca söyleyin daha güzel olur. Bunları üstün müzik bilgimle söylemiyorum elbette. Her ikisinin de müzik bilgisi benden kat be kat fazladır. Ben sadece bir müzikseverim, e tabi bir de potansiyel müşteriyim.

Unutmadan Megavizyon'da kulaklıkları çıkarıp bir sonraki gelenin tepkisini görmek için bekledim :) Benden sonra 18-20 yaşlarında iki genç geldi. Ellerinde birkaç duymadığım, görmediğim yabancı grubun cd'leri de vardı. Öykü ile Berk'in albümünü gören geçnlerden biri eline alıp baktıktan sonra farketti sanırım "aaa bak youtubetaki var yaaa" diye bi tepki verdi. Diğer arkadaşı da gelip baktı. "voleyi vurdular" gibi konuşmalardan sonra "indiririz, forumlara düşer bugün yarın" gibi bir diyalogtan sonra bıraktılar cd'yi yerine. Bunu neden anlatıyorum. Çünkü resmi internet sitelerinde şöyle bir ifade var:

"Emeğimize ve albümümüze, korsan CD almayarak, korsan mp3 indirmeyerek sahip çıkmanızı bekliyoruz. Desteğiniz ve ilginize teşekkürler."

Youtube video paylaşım sitesine koydukları bir video ile meşhur olduktan sonra böyle bir ifadeyi nasıl oluyor da koyabiliyorlar anlayamıyorum. Yazdıklarına katılmadığım için söylemiyorum bunu. Gerçekten emeklerine saygı göstermek gerekli ama ortada büyük bir gerçek var, o da dosya paylaşımı. Hiç kimse engel olamazken buna, böylesi bir yazıyla kendileri engel olabileceklerini düşünmüş olamazlar sanırım. Bunu bildiklerine göre keşke böyle bir klişeye başvurmak yerine başka pazarlama stratejileri geliştirseydi yapımcıları. Turkcell, Vodafone ya da Avea ile anlaşma yapılabilirdi mesela. Sonuçta onları en çok dinleyenler 15-35 yaş arası bir grup var. Yani GSM firmalarının en önemli müşterileri. Bence anlaşma zemini de olurdu. Bilmem kaç kontör karşılığı bir şarkılarını indirebilirdik. Bu şekilde albüm gelirinden daha fazla gelir elde edeceklerine eminim. Şarkıyı indiren başkasına vermeyecek mi? Verecek elbette ama zaten şimdi albüm birileri tarafından internette bir yerlere yüklenecektir eminim. O zaman da değişen bir şey olmayacak. Ama diğer alternatifin onlara daha çok fayda sağlardı diye düşünüyorum ben sadece.

Bir de çok kötü bir web sitesine sahipler. www.oykuberk.com

Web'in ilk dönemlerine ait bir görünümü var. Hiçbir şekilde etkileşim yok koydukları o forum dışında. Blog tarzında olsaydı eminim daha çok işlerine yarardı. Öykü ile Berk'in kendilerini anlattıkları iki üç dakikalık videoları olabilirdi biyografide. Bu herkesin daha çok ilgisini çekerdi. Fotoğraflar bölümüne o son derece yapay fotoğraflar yerine başka fotoğrafları konabilirdi. İletişim bölümünde müzik şirketine ait e-mail adresleri yerine Berk ile Öykü'ye mesaj gönderebileceğimiz bir form olabilirdi. Ayrıca mail adresleri de. Ben pek çok sanatçıya, köşe yazarına, milletvekiline e-mail yoluyla ulaşıyorken niye onlara mail atamıyorum ki? Interneti kullanarak isimlerini duyuran bu iki genç ismin interneti şu an bu kadar kötü kullanıyor olması üzücü.

Çooook uzun bir yazı oldu bu yaaa :))

Çok eleştirdim gibi dursa da aslında başarılı olmalarını çok istiyorum. İkisinin de müzik dünyamızda güzel yerlere geleceğine inanıyorum. Ben müziklerini sevdiğimden bu kadar uzun uzun yazdım, sevmesem bu kadar yaz(a)mazdım.

Bence doğallıklarını kaybetmeliler ve flamenko ezgilerine Türkçe sözler yazmak yerine daha özgün bir müzik geliştirmeliler, daha yaratıcı olmalılar diye düşünüyorum.

Oh bitti :D
Yazar = Ümit Kurt (www.umitkurt.com)

1 yorum:

Birsenn dedi ki...

Çok sevecen çok samimi olduğunuzu söylemek isterim..Gerçekten ilk dinlediğimdee hayran oldum.Türkülerimiz farklı bir boyut kazandırmışsınız..Olağanüstü inanın...Başarılarınızda vee başarısızlığınızda (kii böyle bir şeyin olacağını hiç sanmıyorum) her daim yanınızdayım...Tekrardan tebrik ederim..Görüşmek üzere... B. DOĞAN

tobb etü
kokoloji
öykü berk
barış akarsu
barış akarsu videoları
barış akarsu müzikleri
phpbb
kokoloji testleri
bilgisayar mühendisliği
aşk şarkıları
elastomania
espirisi
TopBottom